Sandıklı Belediyesi
Anadolu’muz eski çağlardan beri pek çok devletlere ve uygarlıklara sahne olmuştur. Bu topraklar üzerinde kurulan yerleşim merkezlerinin ve uygarlık merkezlerini adedi hayli kalabalıktır. İşte Sandıklı bu uygarlık merkezlerinden birisidir.
Mahalli ve tarihi tetkiklere göre SANDIKLI isminin verilmesinde bazı rivayetler vardır:
Birincisi ilçenin coğrafi durumu itibariyle düz bir ovada, etrafı dağlarla çevrili ve kısmen çukur bir sahada kurulmuş olduğundan, bu durumun sandık manzarası göstermesinden dolayı SANDIKLI denildiği yolundadır.
İkincisi ise Hititler Sandıklı’ya SAMUKA adını vermişlerdi. O dilde bu kelimenin anlamı SANDUK imiş. Sonradan İonların istilasına uğramış Samuka da Mukaddes Sandık manasına gelen APAMİYAKİVATOS ismini almış.
Üçüncü rivayette ise Sandıklı, Selçuklu komutanlarında Emir Sanduk Bey tarafından 1072 yılında fethedildiği için Emir Sanduk’tan dolayı SANDIKLI denilmiştir.
Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden birisi olan
Sandıklı’nın ilk kuruluşunun hangi çağlarda olduğu tespit edilememiştir.
Sandıklı’nın bilinen en eski tarihi bakır, tunç ve demir
devri dönemlerine kadar gitmektedir. Bakır çağında M.Ö.2700-2000 yıllarında
Sandıklı’ya 13 km. mesafede bulunan Kusura Kasabasında başşehri Kusura olan
Etiler (Hitit) İmparatorluğunun mayası olan Kussar (Kursora) Krallığı hüküm
sürmüştür.İngiltere Oxford Üniversitesi adına arkeolog Dr. Winifred Lamb
tarafından 1935, 1936 ve 1937 yıllarında Kusura’da yapılan kazılarda, halen
Afyon Arkeoloji Müzesinde sergilenen üç ayrı döneme Kalkolitik, Bakır Çağı ve Eti
Çağlarına ait buluntular elde edilmiştir.
Hititlerden sonra bu bölgede Frigyalılar devletinin
kurulduğunu görüyoruz. Prof.Dr. W.M. Ramsey’in 1890 yılında yazmış olduğu ”
Küçük Asya’nın Tarihsel Coğrafyası ” isimli kitap da ; Sandıklı’nın
“Pentapolis” adı altında Frigya arazisi içerisinde bulunduğu ve Pentapolis
bölgesinde Otrus (Çorhisar), Bruzus (Karasandıklı), Eucarpeia (Emirhisar),
Hierapoeis (Koçhisar) ve Stectorion (Menteş) adında 5 büyük şehrin olduğu ve bu
şehirlerde merkezlerinde sikkeler basıldığını bilmekteyiz.
Sandıklı’nın Frigyalı’lar döneminde M.Ö. 1300-1400
yıllarında adı ” Apemie Kivatos” dur. Apemie Kivatos Aziz Minanın Sandukası
demektir.
Frigyalıların Kimmarler tarafından yıkılmasıyla bu bölgede
Lidyalıların egemenliğini görüyoruz. Bu dönemde Sandıklı hakkında fazla bir
bilgi bulamıyoruz. Perslerin Anadolu’ya egemen olduğu yıllarda Sandıklı,
kervanlarla ulaşım yapanların konaklama yeri olarak önem kazanmıştır.
Sandıklı MÖ.72 yılından MS.395 yılına kadar 470 yıl
Romalıların egemenliğinde kalmıştır. Sandıklı MS.395 yılından 1072 yılına kadar
Bizans yönetiminde kalmıştır.
1071 yılında Malazgirt Savaşını kazanan Sultan Alparslan’ın
orduları Anadolu’da pek çok şehir, kasaba ve kaleyi ele geçirir. Emir Sanduk
adında bir Bey Afyon ve civarını 1076 yılında fetheder ve 1115 yılında da
Selçuklu Sultanı 1. Kılıç Aslan Afyon ve kalesini, Germiyanoğulları da Sandıklı
havalesini kendi topraklarına dahil eder.
Rivayete göre, Germiyanoğullarından Sahibataoğulları,
Sandıklı’nın Bizanslıların elinde bulunduğu bir zamanda tahmini 1115 yılında
Bizans beylerinden birisinin düğününe katılır. Düğüne gidilir iken, hediye
götürüldüğü süsü verilerek 40 deveye yüklenen 80 sandık içerisine 80 yiğit
konulur. Herkes zevk-i alemde iken bu yiğitler sandıklarından çıkar ve ufak bir
çarpışmadan sonra Sandıklı’yı fethederler. Bu nedenle de bu yere Sandıklı adı
verilir.
2.nci Kılıç Aslan, 1018 yılında Çarı Bey ile başlayan ve
Büyük Selçuklu Devletinin kuruluşundan Malazgirt savaşına kadar süren savaşlar
sonunda ve 1176 yılında, Bizanslıları, Miryakefelon adı verilen ve Homa
İlçesinden Kızılören Kasabasına doğru gelen Düzbel geçidinden sonra Sandıklı
Ovasına kadar uzanan Durucasu Deresini de içine alan bölgede bozguna uğratarak
Anadolu’da Türk hakimiyetini kesin olarak kurmuştur. Türk’ün Anadolu tarihinde
İkinci Malazgirt Zaferi olarak bilinen bu savaştan sonra Sandıklı ve güney
yöresine Uç Beyi olarak Emir Sungur, kuzey yöresine de (Sincanlı, Altıntaş,
Kütahya) Uç Beyi olarak Emir Cafer görevlendirilmiştir.
Germiyanoğulları döneminde Kadim Höyük üzerine inşa edilen
ve halen bir bölümü ayakta duran “Hisar Kalesi” nin mevcut kitabesinden
anlaşıldığına göre; Kale, 1325 miladi yılında Germiyan sultanı olan Çelebi
Hüsameddin Yakup bin Umur Bey tarafından, Mimar Çoban’a yaptırılmış olup, o
dönem Sandıklı’sının “Bolluk ve bereket içerisinde bir kaza …” olduğundan
bahsedilmektedir. Aynı dönemde, Alamescit Köyü ile Yavaşlar Kasabasında birer
cami ile Sandıklı’da Küçük Hamam adı ile bilinen hamam ve Yeni (Keçi) Camii
avlusundaki han yapılmıştır.
Günümüzden 110 sene kadar önce Sandıklı’yı ziyaret eden
Şemsettin Sami Kamus-u Alem adlı kitabında Sandıklı’yı ” Bu kazanın 6515
nüfusu, 3 camisi, 4 medresesi, 3 tekkesi, 1 rüştiyesi, 1 iptida-i mektebi,
birkaç mahalle mektebi, 1240 okuyucusu, 5 hanı, Şehli ( şimdiki Çivril ilçesi
), Geyikler ( şimdiki Dinar ilçesi ) ve Dazkır ( şimdiki Dazkırı ilçesi ) adlı
üç nahiyesi, 215 köyü, cem’an 74 990 nüfusu vardır ” şeklinde anlatmaktadır.
1860 yılında Padişah Abdülmecit devrinde yeniden yapılan
Osmanlı İdari Taksimatında, Hüdavendiğar (Bursa) Vilayetine bağlı bir kaza
durumuna getirilen ve Şehli (şimdiki Çivril ilçesi), Geyikler (şimdiki Dinar
ilçesi) ve Dazkır (şimdiki Dazkırı ilçesi) isimli üç nahiyesi ile 215 adet köyü
olan Sandıklı, 1869 yılında belediye teşkilatı ile teşkilatlandırılmıştır.
Edip Ali Baki Bey’in yazdığı ” XVIII. Asırda Meçhul Halk
Tarihi ” adlı kitapta, ” Sandıklı kaza meclisinin, vali ve mutasarrıfların ağır
vergisi ile ilgili şikayetinden bahisle, o yılda ( ki miladi 1745 senesi ) şikayetin
kabulü ile, verginin her taksitinden 25 kuruş tenzil edildiğini öğreniyoruz. Bu
belgeden Sandıklı’nın 250 yıldan beri kaza merkezi olduğu meydana çıkmaktadır.
Sandıklı’nın Kurtuluş Savaşında önemli bir merkez olduğu,
Osmanlı Ordusunun Beşinci Hassa Alayının kışlası olan ve ” Yanık Kışla ” (Halen
Hükümet Konağı, Askerlik Şubesi, Jandarma Karakolu, Orman İdaresi ile
Sümerbank’ın bulunduğu alan) olarak anılan askeri kışlanın, Yunan Ordusu
tarafından Kurtuluş Savaşında yakılmış olması ile ortaya konulmaktadır.
Sandıklı’da ilk Yunan işgali ve geri alınması 08 Ağustos
1921 – 09 Ağustos 1921, ikinci Yunan işgali ve geri alınması 11 Ağustos 1921 –
12-13 Ağustos 1921, son işgal ve kurtuluş ise 07 Eylül 1921 – 12 Eylül 1921
tarihleridir.
Büyük Taarruzun ünlü komutanlarından Miralay Reşat Bey,
vefatını takiben Sandıklı Şehir Mezarlığına defnedilerek adına anıt mezar
yaptırılmıştır. Miralay Reşat beyin naaşı, tüm İstiklal Harbi şehitleri ve
gazileri ile birlikte Ankara’da yaptırılan Devlet Mezarlığına kaldırılmış, ancak
Sandıklı’daki anıt mezarı yerini korumuştur.
Atatürk 13 Mart 1930 tarihinde Antalya’dan Ankara’ya döner
iken Sandıklı’ya uğramış ve Sandıklı’da bir müddet kalmıştır.
Sandıklı, Türkiye tarihinde adına ilk defa altın basılan bir
kazadır (İstanbul dışında adına altın basılmış bir yer de yoktur). Bu
altınların Sultan II. Mahmut döneminde (1808 yılında) basıldığı, “Osmanlı
Altınları” adlı kitapta belirtilmektedir. Bu altınlar da üç ayrı tiptir:
Bunlar;
Bu altınlar halen günümüz Altın Borsasında işlem
görmektedir.
Kurtuluş Savaşını takiben 1925 yılında kurulan Türk Hava
Kurumunun o yılda ” Kendi Uçağını Kendin Al Kampanyası ” na en önde katılan
Sandıklı, ilki 1926 yılında, diğeri de 1927 yılında olmak üzere ” Sandıklı
Uçağı ” adı verilen uçaklarını Türk Hava Kurumuna hediye etmiştir. Türk Hava
Kurumu da buna mukabil olarak bu uçakların maketini Sandıklı’ya teşekkür
mahiyetinde göndermiştir.
1934 yılında kadınlarımıza münhasır seçme ve seçilme hakkı
veren Yasanın yürürlüğe girmesini müteakip 1935 yılında yapılan ilk belediye
başkan ve meclis üyeleri seçiminde, Sandıklı’da Cemile Yaman adlı bayan
belediye meclis azası olarak belediye meclisine girmiştir
Sandıklı’da, 1934 ile 1935 yıllarında Afyon Karakuyu Tren
Hattının yapımına başlanılmış ve Sandıklı Garından ilk tren 22 Ocak 1936
tarihinde geçmiştir. Sandıklı’dan geçen Afyon Karakuyu Tren Hattının 25 Mart
1936 tarihinde yapılan açılış törenlerine dönemin Başvekili (Başbakanı) İsmet
İnönü ile Nafıa (Bayındırlık) Bakanı Afyonkarahisarlı Ali Çetinkaya
katılmışlardır.
Sandıklı’nın ortasından geçen ve halen üzeri kapalı olan
çayın kenarında yaklaşık 110 sene kadar önce 7 adet tabakhane bulunduğu ve bu
tabakhanelerde Uşak, Afyonkarahisar, Isparta, Burdur ve Sandıklı civarından
toplanan derilerin işlenip ihtiyaç fazlalarının yurt dışına ihraç edildiği
bilinmektedir.
Sandıklı’da Osmanlı Bankası 1880 yılında, Ziraat Bankası da
1890 yılında açılmış ve 1885 yılında Ticaret Odası kurulmuştur.
Halen ilçe olan Dinar (Geyikler), Dazkırı, Sinan Paşa
(Sincanlı), Kızılören ve Hocalar önceki yıllarda Sandıklı’ya bağlı birer nahiye
iken sonraki yıllarda birer ilçe olmuşlardır.