Ülkemizin Avrupa Birliğine (AB) aday ülke statüsü kazanması, bu süreçte faydalanabileceği AB kaynaklı fonlarda hem artışı hem de çeşitliliği beraberinde getirmiştir. 2002 yılında “Türkiye İçin Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı” adı altında sağlanan fonlar, 2007 yılında ülkemizin de aralarında bulunduğu tüm aday ve potansiyel aday ülkeler için “Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA)” vasıtasıyla kullandırılmaya başlanmıştır. 2002- 2006 yılları arasında ülkemizde tahsis edilen 1,3 milyar avro tutarındaki katılım öncesi fonların büyüklüğü, 2007-2013 yılları arasında 4,7 milyar avroya, 2014-2020 yılları arasında 3,2 milyar avroya, toplamda ise 9,2 milyar avroya ulaşmıştır. 2021-2027 yılları arasında ülkemizin de aralarında bulunduğu tüm aday ve potansiyel aday ülkeler için tahsis edilen katılım öncesi fonlar 14 milyar avroyu aşmıştır. Önümüzdeki dönemde IPA için ülke tahsisatları olmayacaktır. Yoğun bir rekabete sahne olacağı beklenen bu yeni dönemde, hem merkezi hem de yerel düzeyde hazırlanacak ve fonlanmak üzere teklif edilecek program ve projelerdeki kalite unsurları ağırlıklı olarak ön plana çıkacaktır. AB fonlarının büyük bir bölümü, üyelik sürecinde gerçekleştirilmesi gereken reformlara yönelik olarak merkezi düzeydeki kamu kurum ve kuruluşları tarafından uygulanan program ve projelerde kullanılmaktadır. Fonların diğer önemli bir bölümü ise üyelik sürecinde önemli rol ve sorumlulukları bulunan yerel aktörlerin destek ve katkılarını alabilmek, merkezi düzeyde devam eden değişime ve dönüşüme dâhil olmalarını sağlamak, tam üyeliğin getireceği kazanımlar konusunda gönüllü elçiler olarak hareket etmelerini temin etmek gibi pek çok hedef çerçevesinde bu kurumların istifadesine sunulmaktadır. Hibe Programı olarak adlandırılan ve rekabetçi yöntem ile kullandırılan AB kaynaklı fonlar, yerel aktörlerin proje yönetimi konusunda kapasitesini artırmak ve AB politika ile uygulamaları konusunda daha ayrıntılı ve doğru bilgilere sahip olmalarını sağlamak bakımından büyük önem arz etmekte ve işlev görmektedir. Proje yönetimi ile söz konusu politika ve uygulamalara ilişkin merkezi düzeydeki kamu kurum ve kuruluşları kadar tecrübeli ve bilgi sahibi yerel aktörlerin, ülkemizin AB’ye tam üyelik sürecine değer kazandıracağı ve çok önemli katkılar sunacağı da açıktır. Bugüne kadar uygulaması gerçekleştirilen Hibe Programları aracılığıyla yerel aktörler için yaklaşık 4000 projeye 550 milyon avronun üzerinde destek sağlanmıştır. Projeler, sürdürülebilir kalkınma, hayat boyu öğrenme, diyalog, çevre, enerji, tarım, kırsal kalkınma, kadın ve genç istihdamı, kültür, sanat, mesleki eğitim ve sosyal içerme gibi pek çok alanda reform çalışmalarını desteklemek amacıyla başarıyla uygulanmıştır.
Hibe Programının duyurusu yapıldıktan sözleşmeler imzalanana kadar geçen süre zarfında en çok yöneltilen “100 Soru&Cevap” bu kitapçık vesilesi ile ihtiyaç sahiplerinin istifadesine sunulmaktadır.